Fakat bu doğallığının yanı sıra modayı bir bilim dalı gibi hesaplayarak kullanıyor. Seçtiği kıyafetlerin proporsiyonları sıfır matematik hatasıyla oluşturulmuş. Asla beden ölçülerine uyuşmayan bir tasarımı tercih etmiyor ve bedenini gerçekten çok iyi tanıyor.

Renkli bir kültürün kadını olmasına rağmen asla rengârenk olmuyor. Genellikle tek renk seçerek, desen yerine kabartma dokulardan besleniyor. Bu da dikkatleri otomatik olarak elbiseye değil kendisine çekiyor. Kıyafetlerin kişilerin önüne geçmemesi gerektiği, her zaman savunduğum bir görüş olmuştur. Kitleleri etkileyen moda ikonlarında da aynı şeyi gördüğümü söyleyebilirim. Bu kişilerin duruşları, kıyafetlerinden hep bir adım önde olmuştur.

Sheikha’nın tarzını tek bir bakışla tarif etmem gerekse, sanıyorum saç bonesine uymayan veya stil olarak yakışmayacak hiçbir şey giymediğini söyleyebilirim. Özellikle gece kıyafetlerinin, saç bonesi ve boyun dekoltesinden hareketle tasarlandığı çok açık. Aksesuar ve takıların tamamı (buna çanta ve ayakkabı seçimleri de dâhil) sadece kıyafetleri olması gerektiği kadar destekliyor, asla başrolü alamıyor.

Yazıyı buraya kadar okuyanlar Sheikha Mozah’ın şaşmaz bir formül bulan ve sürekli onu uygulayan, konforlu bir stil alanında gezdiğini düşünebilir. Lakin Sheikha için bunu söylemek haksızlık olur. Bunun en bariz örneği; ziyaret ettiği her ülkenin geleneksel kostümlerini yorumlama gücünde saklı. Etnik kıyafetlerdeki özü bulup, taklit etmeden kendi stiline ekliyor.

Resimlerine dikkatle baktığınız zaman hepsinde önce kendinin farkında olan hoş bir kadını göreceksiniz, kıyafetleri ise kişiliğinin bir yansıması gibi hep aynı etkiyi yaratacak.

Sheikha Mozah tek bir renk ve tek bir sade elbiseyle ihtişam yaratmanın kanıtı!